ANKARA (AA) - YASEMİN KALYONCUOĞLU - Kültür ve Turizm Bakanlığı, Roma İmparatoru Marcus Aurelius'un bronz heykelinin yurda iade edilmeden önce ABD Cleveland Müzesi yetkililerinin 3 ay süre talebini, bu eserin bulunması için çalışmaları başlatan Türk arkeolojisinin önemli ismi merhum Prof. Dr. Jale İnan'ın müzede anılması ve onun resimleriyle donatılması şartıyla kabul etti.
"Arkeolojinin Altın Çağı Sergisi" dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde ziyaretçilere kapılarını açtı ve 65 yıl sonra yurda dönen Marcus Aurelius heykelinin yanı sıra pek çok eser de ilk kez sergilenmeye başlandı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanı Zeynep Boz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk halkının Marcus Aurelius heykelini ilk kez Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde göreceğini ve bunun kendileri için çok anlamlı olduğunu vurguladı.
Marcus'un iade sürecinin çok uzun olduğunu belirten Boz, Marcus Aurelius'un milattan sonra 161 yılında tahta çıkan bir Roma İmparatoru olduğunu, tahtta bulunduğu süre boyunca Germen Kavimlerine karşı savaşması ve isyanları bastırmasıyla meşhur olduğunu ifade etti.
Boz, Marcus Aurelius'un bronz heykelde filozof kişiliğinin betimlendiğini, imparatorun Stoacı felsefe ekolünün önde gelen savunucularından ve hatta geç dönem Stoacıların en önemlisi olduğunu söyledi.
Stoacı felsefenin "her şeye anlam yüklememe, duygu kontrolünü" öncelediğini belirten Boz, Marcus Aurelius'un öğretileri, ortaya koyduğu fikirlerinin kaleme aldığı "Kendime Düşünceler" ismiyle her dile çevrildiğini aktardı.
Boz, 1960'lı yıllarda Burdur Boubon Antik Kenti'nde yoğun kaçakçılık yapıldığını ve bunların önlenmesi için çok uğraşıldığını maalesef pek çok eserin uluslararası pazara girdiğini ifade etti.
Merhum bilim insanı Prof. Dr. Jale İnan'ın 1973'te Boston'da bir etkinliğe katıldığını ve bu heykelin içinde bulunduğu 4 heykelin tanıtımını gördüğünü belirten Boz, bu eserlerin İnan'ın dikkatini çektiğini anlattı.
- Bronz heykeller para için eritiliyor
Zeynep Boz, "Bronz heykellerin günümüze ulaşması zordur. Bir kentte ekonomi kötüye gittiği zaman bu bronzların eritilip bazen sikke basımı için bazen silah yapımı için bazen de kap kacak gibi günlük malzeme kullanımı için yeniden farklı formlarda piyasaya sürüldüğünü biliyoruz. Bunların günümüze ulaşabilmesi, bilimsel olarak Roma İmparatorlarını kesintisiz bir dönem kronoloji ile bir tapınım alanında bu heykellerin bulunması çok önem arz ediyor." dedi.
Boz, Jale Hoca'nın araştırmaları neticesinde Burdur'da kurtarma kazıları ve ABD'den iade çalışmalarının başladığını söyledi.
1973'te başlayan sürecin zorlukla yürüdüğünü ve ara ara sona erdiğini ifade eden Boz, aradan geçen zaman sonrasında 2021'de yeniden Boubon soruşturmasının başladığını anımsattı.
Boz, "Marcus Aurelius'u evine döndürmek kolay olmadı. Bu süreçte çok fazla görgü şahidiyle görüşmek, ifade almak ve çapraz sorgulama gibi teknik konularla uğraştık. Eserin ayak ölçülerinin kazılardaki kaide üzerindeki boşluğa doğrudan oturması bize heykelin nereye ait olduğunu ispatlıyordu." diye konuştu.
- "Marcus'un başının olmaması kültür varlığı vandalizminin sonuçlarını gösteriyor"
Cleveland Müzesi yetkililerinin eseri iade ederken ABD'lilerin eserle vedalaşması için 3 aylık müsaade istediğini belirten Boz, şunları kaydetti:
"İlginç bir talepti. Biz nasıl bir gönül bağı kurduysak, o eseri çok uzun yıllar görmeye alışmış Amerikalıların da aynı duyguya sahip olabileceğinden hareket ettik ve 3 ay boyunca kalmasına müsaade ettik. Bu talebi, eserin bugün getirilişinde ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kültür varlıklarının korunmasına adanmış bir hayat olan Jale İnan'ın müzede anılması ve onun resimleriyle donatılması şartıyla kabul ettik. Müze bunu kabul etti. Marcus heykeli, ABD'den gelmeden önce Jale Hocamızın resimleri ve hayatından kesitler 3 ay boyunca müzede sergilendi."
Zeynep Boz, heykelin başı olmadığını ve nerede olduğunun da bilinmediğini belirterek, "Muhtemelen istilalar sırasında, belki Hristiyan akınları sırasındaki bir zararla başının nerede olduğunu ve hatta olup olmadığını bilmiyoruz. Biz Marcus'u bu şekilde bir sembol olarak görüyoruz. Marcus'un başının olmaması kültür varlığı vandalizminin sonuçlarını gösteriyor." diye konuştu.
- Sergide, 90 kazı alanından eser var
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Bülent Gönültaş ise Anadolu medeniyetinin kadim bir coğrafya olduğunu, bunun sorumluluğuyla 2023'te Geleceğe Miras Projesi'nin başladığını söyledi.
Arkeolojinin Altın Çağı Sergisi'nde Marcus Aurelius'un yanı sıra 570 eserden 485'inin ilk kez beğeniye sunulduğunu belirten Gönültaş, Taş Tepeler Projesi'nden eserlerin bu sergide ilgi çektiğini vurguladı.
Gönültaş, Taş Tepeler'den ve özellikle Karahantepe'den çıkan buluntuların geçen sene Şangay Forumu'nda dünyanın en önemli arkeoloji projeleri arasında yer aldığına dikkati çekti.
Karahantepe'de kamusal alan denilebilecek nitelikteki yapıların ortaya çıktığını ifade eden Gönültaş, blokların içerisindeki insan boyutlu heykellerin, akbabalardan deniz yaratıklarına, kuşlardan yırtıcı hayvanlara varana kadar pek çok hayvan figürünün işlenmesinin o döneme ilişkin bilgi verdiğini söyledi.
Gönültaş, Arkeolojinin Altın Çağı Sergisi'nde Gordion'dan Phasalies'e, Troya'dan Taş Tepeler'e kadar Türkiye'nin 90 kazı alanından eser seçtiklerini söyledi.
Bülent Gönültaş, şunları kaydetti:
"Bu sergi, Türkiye'de arkeolojik çalışmaların güzel bir yansımasıdır. Bakanlığımızın çalışmalarıyla elde ettiğimiz veriler, temelleri 180 yıl öncesine dayanan Türk arkeolojisinin yıllarca dünyada ve Avrupa'da adından çokça söz ettireceğinin göstergesidir."