ANKARA (AA) - NERİMAN SENANUR TORUN - Ankara'nın Çankaya ilçesinde 26 katlı apartmanda çıkan yangında eşi ve 3,5 aylık bebeğini kaybeden Mustafa Şahin, olayın basit bir ihmal ya da kaza gibi görülmemesi gerektiğini belirterek, sorumluların en ağır cezayı almasını istedi.
Alacaatlı Mahallesi'nde 12 Temmuz'da 26 katlı bir binada çıkan yangında, eşi Hüsniye Çelik Şahin ile 3,5 aylık bebeği Aras'ı kaybeden Mustafa Şahin, olay günü yaşadıklarını ve sonrasındaki hukuki süreci AA muhabirine anlattı.
'13 Temmuz eşimin doğum günüydü. Biz yangının çıktığı 12 Temmuz günü eşimle doğum gününü kutlamıştık. Saat 21.00 gibi eve geçtik. Maalesef eşime aldığım hediye bile hala paketiyle kenarda duruyor. Bu bana her gün yarım kalmışlığı ve eksikliği gözüme sokarcasına gösteriyor.' diyen Şahin, saat 22.00 gibi kokuyu fark ettiklerini, sonrasında kapı önündeki şaft tünelinden yükselen dumanları gördüklerini söyledi.
Şahin, 'Eşime 'Bebeğimizi alalım ve bir an önce çıkalım, bina yanıyor.' dedim. Eşim bebeğimizi aldı. Kayınbabam ve kayınvalidem de bizdeydi. Ben eşime 'Sen önden çık, ben onları alırım ve yavaş yavaş aşağı ineriz.' dedim. Çünkü kayınbabam kalp hastasıydı, kayınvalidem yeni ameliyat olmuştu, çok hızlı hareket edemiyorlardı maalesef.' diye konuştu.
- 'Hayatımızın en güzel zamanlarının son bulacağını anlamıştık'
Hızlıca evden çıktıklarını ancak yoğun duman nedeniyle ilerleyemediklerini, binada kat numaraları da yazmadığı için nerede olduklarını anlayamadıklarını dile getiren Şahin, çaresiz kalıp tekrar eve döndüklerini kaydetti.
Pencere kenarında dumanın azalması umuduyla beklediklerine dikkati çeken Şahin, yaşadıkları çaresizliği şu sözlerle ifade etti:
'Bebeğimin dışarıdan daha az duman alacağını düşünerek elinden ve ayağından tutup pencerenin dışına sallandırdım. Bir süre sonra duman o kadar yoğunlaştı ki gözümüz kararıp baygınlık geçirecek gibi olunca düşürme korkusuyla bebeği tekrar içeri aldık. O sırada aramızda küçük bir vedalaşma geçti. Anlamıştık bir şeylerin sonuna geldiğini ve hayatımızın en güzel zamanlarının son bulacağını.
Sadece şunu hatırlıyorum. Eşimin düştüğünü, bebeğimin artık son anda kakasını yaptığını ve rahmetli olduğunu o an hissetmiştim ama yarı baygın bir şekilde maalesef yerde yatıyordum. Sonrasında eşimin ayağı bana çarptı, galiba son can çekişme anlarıydı ve bunların hepsine şahitlik ve tanıklık ettim. Gözümü açtığımda hastanedeydim.'
Şahin, hastanede 10 gün yoğun bakımda kaldığını ve sonrasında 20 gün yatarak tedavi gördüğünü anlattı.
- 'Adaletin peşindeyiz'
Bu kayıpların arkasında birkaç kişinin 'daha fazla para kazanma hırsı' bulunduğunu savunan Şahin, binanın emsalinin artırıldığını, ucuz malzeme kullanıldığını ve denetimlerden kaçarak inşaata devam edildiğini ileri sürdü.
Söz konusu yapının inşaatının 2018'de durdurulduğunu ancak kanunsuz bir şekilde inşaata devam edildiğini savunan Şahin, 'Biz burada kimseden intikam alma ya da bir öç peşinde değiliz. Biz tamamen adaletin peşindeyiz. Bu benim başıma geldi, yarın bir başkasının başına yine gelme ihtimali maalesef çok yüksek. Bunlar olmasın diye biz burada adalet için savaşmaya, mücadelemi vermeye devam edeceğiz.' ifadelerini kullandı.
Şahin, olayın basit bir ihmal ya da kaza gibi görülmemesi gerektiğini vurgulayarak, sorumluların en ağır cezayı almasını istediklerini söyledi.
- 'Çok ciddi hukuksuzluklar var'
Şahin'in avukatı Veysel Özge de olayın ihmaller zincirinin sonucu olduğunu belirterek, 'Emsal artışıyla ciddi bir rant çıkıyor, sonra inşaat başlatılıyor. Çok ciddi hukuksuzluklar var. Çankaya Belediyesi mühürlüyor. İdare mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararı verdiği 6-7 aylık bir süreç var. Bu sırada inşaatta hiçbir şekilde çalışma yapılmaması lazım ama müteahhit firmalar ne kanun tanıyorlar, ne belediye kararını tanıyorlar, inşaata devam ediyorlar.' dedi.
Özge, yapı denetim firmasının 2018'de projeden tamamen çekildiğini, 2021'de ise lisansının iptal edildiğini, dolayısıyla 2018'den itibaren binanın fiilen kaçak olarak, herhangi bir yapı denetimi olmadan yapıldığını, 2019'dan sonra ise şantiye şefinin de görevden ayrıldığını, inşaatın proje dışına çıkılarak denetimsiz şekilde sürdürüldüğünü öne sürdü.
Yaşananların 'basit bir ihmal' olarak değerlendirilemeyeceğinin altını çizen Veysel Özge, olayın sıradan bir kaza gibi geçiştirilmemesi ve sorumluların hak ettikleri cezayı alması gerektiğini belirtti.
- Olay
Çankaya ilçesi Alacaatlı Mahallesi'nde bulunan bir sitedeki 26 katlı binada 12 Temmuz'da çıkan yangında biri bebek 3 kişi hayatını kaybetmişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yangına ilişkin başlatılan soruşturmada yangının çıkmasına yol açacak yapı eksikliklerinin sorumlusu olduğu belirtilen 4 kişi tutuklanmıştı.
Başsavcılığın olaya ilişkin hazırladığı iddianamede, binanın şaft boşluğundan geçen elektrik iletim hattının metal gövdesinin 10. kat seviyesinde deformasyona uğradığı, yangının bu bölümdeki aşırı ısınma ve gevşek bağlantı gibi sebeplerle iletim hattındaki 'şase patlaması' sonucu başladığı tespitine yer verilmişti.
İddianamede, yangının çıkmasına yol açacak yapı eksikliklerinin sorumlusu olduğu belirtilen yüklenici firmanın müteahhidi, asansör bakım firmasının sahibi, site yöneticisi ve yapı denetim şirketi firmasının sahibinin de bulunduğu 13 sanığın 'taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçundan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istenmişti.
Ankara 37. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianame kapsamında sanıklar bugün hakim karşısına çıkıyor.



