EKONOMİ

Demir çelik endüstrisinin sektör temsilcileri "Yeşil Çelik Zirvesi"nde bir araya geldi

- Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı: - "Ülkemizde, özellikle güneş gibi temiz enerji kaynaklarının sanayide kullanımının daha fazla teşvik edilmesi, hidrojen üretimi ve dağıtımıyla ilgili standartların oluşturulması büyük önem taşıyor" - SteelData Yöneticisi Şahap Ataman: - "Karbon ayak izimizi azaltırken rekabet gücümüzü artırabilir, yenilikçi teknolojilerle sektörümüze yeni bir dinamizm kazandırabiliriz"

İSTANBUL (AA) - Çelik sanayisinde yeşil dönüşümün ele alındığı Yeşil Çelik Zirvesi (Green Steel Summit) 2025, kamu, sanayi, finans, enerji ve teknoloji dünyasından üst düzey temsilcilerin katılımıyla İstanbul'da gerçekleştirildi.

Tosyalı Holding ana sponsorluğunda SteelData organizasyonuyla düzenlenen zirveye, Tatçelik, Ekinciler Demir Çelik ve Süperref "gümüş", Metsims ile Danieli Group "bronz", RedSun ise "enerji" sponsoru olarak katkı sundu.

İstanbul'un ev sahipliği yaptığı, çelik sanayisinin karbonsuz üretim yolculuğuna ışık tutan organizasyonda, sektördeki sürdürülebilirlik adımları, emisyon azaltımı, döngüsel ekonomi ve regülasyonlar, kapsamlı biçimde ele alındı.

Otomotiv, beyaz eşya, makine, inşaat gibi çelik tüketicisi sektörlerin yanı sıra yeşil enerji, teknoloji, finans ve akademi dünyasından temsilcilerin bir araya geldiği zirvede, karbonsuz üretim teknolojileri, emisyon ticaret sistemi (ETS), Avrupa Birliği'nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), karbon nötr hedefler ve sektörel işbirlikleri başlıkları altında oturumlar yapıldı.

Yerli ve yabancı kuruluşların temsilcileri, çelik sanayisinin karbonsuzlaşma sürecini ve bu sürecin mevcut üretim modellerine ve gelecek stratejilere etkilerini, çok boyutlu olarak ele aldı.

- "Çelik endüstrisi çok boyutlu bir sınamadan geçiyor"

Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, zirvenin açılış konuşmasında, makroekonomik dengesizlikler, iklim krizi, ticaret savaşları ve teknolojik dönüşümle çelik endüstrisinin çok boyutlu bir sınamadan geçtiğini belirtti.

Küreselleşmeye bakışta yaşanan değişimler ve yapay zeka ekseninde ileri teknolojideki gelişmelerin zorlayıcı olmayı sürdürdüğünü vurgulayan Tosyalı, sektörün, küresel tek bir pazar yerine giderek daha parçalı ve bölünen bir yapıya doğru evrildiğini söyledi.

Tosyalı, "Çin ve ABD arasındaki gerginlik, küresel rekabet koşullarını da dönüştürüyor. Burada bize düşen ise ev ödevimizi iyi yapmak. Şikayet eden tarafta olmak yerine çözüme odaklanan tarafta olmamızın, hepimiz için daha faydalı olduğunu düşünüyorum." dedi.

Küresel çelik endüstrisinin, dünya genelindeki sera gazı emisyonlarının yüzde 7'sinden sorumlu olduğunu aktaran Tosyalı, çelik üretiminde kullanılan enerji kaynağında ise yüzde 73'le kömürün ilk sırada yer aldığını kaydetti.

Hurdayla üretim yapan tesis oranının yüzde 14'te kaldığını aktaran Tosyalı, "Bu sebeple, emisyonların azaltılması için yenilenebilir enerjiye ve temiz teknolojilere daha fazla yatırım yapılması gerekiyor. Ülkemizde, özellikle güneş gibi temiz enerji kaynaklarının sanayide kullanımının daha fazla teşvik edilmesi, hidrojen üretimi ve dağıtımıyla ilgili standartların oluşturulması büyük önem taşıyor." diye konuştu.

- "Yatırımlarımızı büyütmeye devam ediyoruz"

Tosyalı, odaklandıkları temel konular arasında Güneş Enerjisi Santrali (GES) yatırımları ve üretimde hidrojen kullanımı olduğuna değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dünyanın en büyük çatı üstü GES'ine sahip şirketi olarak, güneş enerjisi yatırımlarımızı büyütmeye devam ediyoruz. Yurt içi ve yurt dışı yatırımlarımızla hammaddeden nihai ürüne kadar uzanan bir çelik ekosistemi inşa ediyoruz. Büyük deprem felaketine rağmen ülkemizin son yıllardaki en büyük sanayi yatırımı Tosyalı Demir Çelik İskenderun Tesisinde üretime 2023'de başladık. 2,5 milyar dolar yatırımla tamamlanan bu tesisimiz, Türkiye'nin 4 milyon ton yassı çelik ithalatını ortadan kaldırırken, katma değerli çelik ihracatına da önemli katkı sağlamaya başladı."

Yatırımlarının üç odağını "sürdürülebilirlik, verimlilik ve ölçek" olarak sıralayan Tosyalı, sektör olarak kendilerini sürdürülebilirlik, ileri teknoloji ve verimlilikle şekillenen bu yeni döneme göre dönüştürmeleri gerektiğini aktardı.

- "Sektör adına stratejik bir fırsat"

SteelData Yöneticisi Şahap Ataman da çelik sanayisinin dönüşümüne öncülük etmek ve sürdürülebilirlik anlayışını ileriye taşımak amacıyla düzenlenen etkinliğin, sektör adına stratejik bir fırsat olduğuna değindi.

Yaşanacak dönüşümün zorunluluk haline geldiğine işaret eden Ataman, "Karbon ayak izimizi azaltırken rekabet gücümüzü artırabilir, yenilikçi teknolojilerle sektörümüze yeni bir dinamizm kazandırabiliriz. Bu süreçte cesur adımlar atılması, ortak çözümler geliştirilmesi ve deneyimlerin paylaşılması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Zirvenin "Karbonsuz Üretim, Geleceğin Hammaddeleri ve Teknolojileri" başlıklı ilk oturumunda konuşan Arthur D. Little Orta Doğu Kıdemli Danışmanı Cansın Çehiz ise küresel emisyonların yaklaşık yüzde 8'inden sorumlu demir çelik endüstrisinin, karbondan arındırma konusunda giderek artan bir baskı altında olduğuna dikkati çekti.

Bu noktada "Doğrudan İndirgenmiş Demir"in (DRI), önemli bir düşük karbon çözümü olarak öne çıktığını söyleyen Çehiz, karbonsuzlaşma doğrultusunda çelik üretiminde kullanılan hammaddelerin, ticaret dinamiklerinde büyük değişimler yaşatabileceğini ifade etti.

Hydnum Steel Strateji Direktörü Fernando Pessanha, sürdürülebilirlik alanında yüzde 100 yenilenebilir enerji, döngüsellik ve dijitalleşmenin yanı sıra 0 emisyon, kirli su kullanımı ve endüstriyel atık yaklaşımını benimsediklerini aktararak, "Konseptlerimiz, vizyonun yanı sıra iş modellerimizin temelini oluşturuyor. Bu yaklaşım, sadece çevresel değil, aynı zamanda etik bir sorumluluk." şeklinde konuştu.

Danieli Group Başkan Yardımcısı Andrea Diasparro da karbonsuzlaşma sürecinin yalnızca genel hedeflerle değil, Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlar gibi ayrıntılı sınıflandırmalarla ele alınması gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Bu kapsamların her biri, farklı stratejiler gerektiriyor. Hurda mevcudiyeti ve kaynaklarının küresel düzeyde dikkatli bir şekilde analiz edilmesi, önemli. Türkiye, hurda temelli üretim konusunda Avrupa'nın birçok ülkesine kıyasla daha iyi konumda. Yassı çelik üretiminde hurdayı işleyerek maliyet avantajı yaratıyorsunuz. Ancak burada, hurdanın kalitesi ve nihai ürünle uyumu önem kazanıyor. Ya yüksek kalitede hurda kullanılmalı ya da işleme teknolojilerinde kalite artırılmalı."