Nevsehir

Eski çobanın sıra dışı çan koleksiyonu

- Nevşehir'in Ürgüp ilçesinde gençliğinde çobanlık yaparken çıkardıkları seslerden etkilenerek küçükbaş hayvanlara takılan çanları toplamaya başlayan Ömer Özdemir, sıra dışı bir koleksiyonun sahibi oldu - Biriktirdiklerinin çalınmasının ardından 100'ün üzerinde çan toplayan Özdemir: - 'Bir insan müzik dinlerken nasıl keyif alıyorsa çan sesi de bana terapi oluyor. Bunların sesi hakikaten bir melodi gibi, hepsinin sesi farklı'

NEVŞEHİR (AA) - BEHÇET ALKAN - Nevşehir'in Ürgüp ilçesine bağlı Şahinefendi köyünde yaşayan 56 yaşındaki Ömer Özdemir, gençliğinde toplamaya başladığı koyun çanlarını çaldırmasına rağmen yeniden biriktirerek bahçesinde sergiliyor.

Gençliğinde yaylalarda küçükbaş hayvan otlatan Özdemir, çobanlık yaparken çıkardıkları seslerden etkilenerek koyun çanı toplamaya başladı.

Özdemir'in sayısı 650'yi bulan çan koleksiyonu, 1990'lı yıllarda köydeki evine giren hırsızlar tarafından çalındı.

Uzun yıllar Ankara'da işçi olarak çalıştıktan sonra üç yıl önce emekli olup köyüne dönen Özdemir, satın alarak yeniden biriktirmeye başladığı 100'ün üzerindeki çanı evinin dış duvarları ile bahçesindeki ağaçlarda sergiliyor.

Ömer Özdemir, AA muhabirine, çanların kendisi için bir eşyadan öte yaşamına ritim katan, hatıralarını canlandıran aletler olduğunu söyledi.

Topladığı 650 çanı çalındığı için çok üzüldüğünü anımsatan Özdemir, zamanla tekrardan 100'ün üzerinde çan biriktirdiğini dile getirdi.

Çanların tınısını dinlemekten büyük keyif aldığını söyleyen Özdemir, çevre köylerdeki çobanlardan ve Bor ilçesindeki üreticilerden çan satın almaya devam ettiğini ifade etti.

- Çocukluğunda yokluktan dolayı oyuncakları sadece çanlardan oluştu

Çocukluğunda yokluktan dolayı oyuncaklarının sadece çanlardan oluştuğunu, eline aldığı çanların kendisini yıllar öncesine götürdüğünü dile getiren Özdemir, şunları kaydetti:

'Yıllarca şehirde yaşadım, emekli oldum geldim ama hala bu çan merakımı içimden atamadım. Çobanlık yaptığım için bu çanları koleksiyon olarak tutuyorum. Arada çıkıyorum temizliyorum, bana moral veriyor. Şimdi çobanlık yapmıyorum, sürüm de yok. 36 sene oldu çobanlığı bırakalı ama bu merakı içimden atamadım. İyi çan buldukça alıyorum. Bor'a gitsem oradan yine alırım. O kadar merak var içimde. İçim doymuyor bu çana, doyamadım. Bir insan müzik dinlerken nasıl keyif alıyorsa çan sesi de bana terapi oluyor. Bunların sesi hakikaten bir melodi gibi, hepsinin sesi farklı.'

Geçmişte köylerinde çok sayıda sürü bulunduğunu, hayvanların boyunlarındaki çanların bütün köyde yankılanan melodiler çıkardığını dile getiren Özdemir, çocukluğundan aşina olduğu bu seslerle derin bir duygusal bağ kurduğunu anlattı.

- Köyünden ve sosyal medyadan ilgi görüyor

Koleksiyonu görenlerin ilgi gösterdiğini, sosyal medyadan da teşvik edici mesajlar aldığını ifade eden Özdemir, 'Köydekiler, 'Ömer'im iyi ki varsın, bize eskileri hatırlatıyorsun. Çan seslerini duyunca köye sürü iniyor zannediyoruz.' diyorlar. Almanya'dan biri, 'Ömer kardeşim o çanları sallarken hanımla duygulandık, gözlerimizden yaşlar indi. Bizi çok eskilere götürdün. 45 yıl oldu gurbete geldim. Hakikaten çok duygusal bir an yaşadık.' diye yazmış. Çanların sesini duyanlardan güzel mesajlar geliyor.' diye konuştu.

Paslandıklarında çıkardıkları tınıları değişen çanların bakımını özenle yaptığını vurgulayan Özdemir, koleksiyonuna yeni parçalar eklemeyi sürdüreceğini sözlerine ekledi.

Necla Özdemir ise eşinin çok sevdiği koleksiyonun bakım ve muhafazasına yardımcı olduğunu belirtti.