EKONOMİ

IICEC Konferansı'nda küresel enerji piyasasına yönelik gelişmeler ve Türkiye'nin adımları ele alındı

- Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol: - 'Doğal gaz piyasası uzun yıllar boyunca satıcıların piyasasıydı. Şimdi alıcıların piyasası olacak. Alıcıların eli güçlenecek' - Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı: - 'Enerjideki bu büyümeyi güvenli, rekabetçi ve sürdürülebilir şekilde sağlamak üzere kamu ve özel sektör tarafından önemli adımlar atılıyor'

ANKARA (AA) - Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, ilerleyen yıllarda küresel doğal gaz üretim kapasitesinde yaşanacak artışın etkisiyle fiyatların düşmesini öngördüklerini belirterek, 'Doğal gaz piyasası uzun yıllar boyunca satıcıların piyasasıydı. Şimdi alıcıların piyasası olacak. Alıcıların eli güçlenecek.' dedi.

Birol, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezinin (IICEC) 'Dünyada ve Türkiye'de Enerji Güvenliğinin Bugünü ve Yarını: Kritik Minerallerde Riskler ve Çözümler' temasıyla düzenlediği IICEC Konferansı'nın açılışında yaptığı konuşmada, küresel gelişmelerin ve jeopolitik değişimlerin enerji güvenliğini doğrudan etkileyen unsurlar olduğunu söyledi.

Gelecek yıllarda petrol ve doğal gazda üretici ülkelerin ve yeni oyuncuların piyasa girişiyle kapasitede artış olacağına işaret eden Birol, 'Petrol talebinin büyümesi 2030-2040'a kadar devam edecek. Diğer senaryo, 2030'a kadar belli bir seviyeye geldikten sonra o seviyede devam etmesi. İkisi arasında pek fark yok ama bunu belirleyecek şey dünya ulaştırma sektöründe arabalar, kamyonlar ve otobüslerde elektrifikasyonun ne kadar olacağı. Bu çok önemli çünkü ulaştırma sektörü toplam petrol tüketiminin yüzde 45'ini temsil ediyor. O bakımdan elektrifikasyon nereye kadar gider? Bu önemli soru işareti.' değerlendirmesinde bulundu.

Birol, doğal gaz sektöründe bu ve gelecek yıl tüketiciler açısından çok rahat bir döneme girildiğini ve şimdiye kadar görülmemiş miktarda sıvılaştırmış doğal gazın (LNG) piyasalara gireceğini belirterek, 'Son 40 yılda gelen gaz kadarı, sadece 5 yılda gelecek. Bu da genel anlamda dünyanın her tarafında, doğal gaz fiyatlarında düşüşü beraberinde getiriyor. Daha da önemlisi, bu 300 milyar metreküp gazın yüzde 75'i esnek. Bu son derece önemli bir değişim. Doğal gaz piyasası uzun yıllar boyunca satıcıların piyasasıydı. Şimdi alıcıların piyasası olacak. Alıcıların eli güçlenecek. Türkiye de çeşitlendirme konusunda son derece isabetli adımlar attı.' ifadesini kullandı.

Küresel alanda elektrik sektöründe devasa bir değişim olduğuna dikkati çeken Birol, bu alanda talebin artışında yapay zekaya yönelik gelişmeler, elektrikli araba ve klima kullanımında artışın etkili olduğunu dile getirdi.

Birol, ülkelerin elektrik altyapısına yönelik yatırımda büyük rekabet içinde olduğunu da ifade etti.

- Nükleer enerji denklemine geri dönüyor

Küresel ölçekte nükleer enerjiye dönüşün yaşanacağına da işaret eden Birol, Japonya'nın nükleer santrallerinin büyük kısmını devre dışı bıraktığını ve bu durumun ülke ekonomisi üzerinde ciddi baskı oluşturduğunu dile getirdi.

Birol, Davos'ta da ilk kez özel bir nükleer enerji toplantısı düzenleneceğini belirterek, nükleer enerjinin küresel ölçekte yeniden meşruiyet kazandığını ve enerji denkleminde güçlü konuma yerleştiğini söyledi.

Türkiye'nin nükleer enerji konusunda gösterdiği kararlılığı memnuniyetle izlediklerini vurgulayan Birol, nükleer enerjinin elektrik arz güvenliği, düşük karbonlu sanayi dönüşümü ve Türkiye'nin jeopolitik ağırlığı açısından vazgeçilmez bir teknoloji olduğunu ifade etti.

Kritik minerallere de değinen Birol, enerji dönüşümünün bir sonraki belirleyici başlığının bu alan olduğuna işaret ederek, asıl değerin madenin çıkarılmasında değil, rafinasyon kapasitesinde ortaya çıktığını söyledi.

Birol, ham maddenin, işlenmediği sürece sınırlı bir anlam taşıdığını vurgulayarak, '1970'lerde yaşanan petrol krizine benzer bir kırılma, önümüzdeki dönemde kritik mineraller alanında yaşanabilir. Hatta küresel ticaret gerilimlerinin merkezinde bu başlık yer alabilir.' dedi.

- Küresel riskler enerji güvenliğini zorluyor

Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı da enerji güvenliğinin ekonomik ve ulusal güvenliğin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini ifade etti.

Türkiye'nin, Avrupa'nın en büyük ve dünyanın en dinamik enerji sektörlerinden birine sahip olduğunu, kişi başına enerji tüketiminin halen OECD ortalamasının yaklaşık yarısı seviyesinde bulunduğuna dikkati çeken Sabancı, 'Bu tablo, enerjide büyüme dinamiklerimizin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Enerjideki bu büyümeyi güvenli, rekabetçi ve sürdürülebilir şekilde sağlamak üzere kamu ve özel sektör tarafından önemli adımlar atılıyor.' dedi.

Sabancı, Türkiye'nin enerji altyapısının bu adımlar sayesinde hızla geliştiğini dile getirerek, 'Yenilenebilir enerjide Avrupa'da ilk 5 içinde yer aldığımızı, hedeflerle ve yatırımlarla daha üst sıralara doğru yükseldiğimizi görüyoruz. Örnekleri çoğaltmak mümkün, elektrik şebekelerimiz Avrupa'nın en büyükleri arasında ve büyümeye devam ediyor. Enerji teknolojilerinin ve tedarik zincirlerinin geliştirilmesi konusunda adımlar atılıyor.' diye konuştu.

IICEC'nin her yıl sektöre yön veren 'enerji görünümü' çalışmalarını yayımladığını belirten Sabancı, merkezin son olarak küresel ölçekte öncelikli hale gelen bir başlıkta 'Türkiye Kritik Enerji Mineralleri Görünümü' çalışmasını hayata geçirdiğini bildirdi.

Sabancı, bu çalışmanın IICEC'nin 'görünüm' serisinin 6'ncısı olduğunu ve Türkiye'de ilk kez kamu, özel sektör ve akademinin katılımcı bir anlayışla ortak akıl çerçevesinde hazırlandığını kaydetti.