ANKARA (AA) - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) kuruluşunun 42. yıl dönümü için Ankara'da bir resepsiyon düzenlendi.
Resepsiyona Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, KKTC Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, yabancı misyon temsilcileri ve birçok davetli katıldı.
Resepsiyon, şehitlere saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı.
KKTC Ankara Büyükelçisi Korukoğlu, Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşen 'C130' tipi askeri kargo uçağında şehit olan askerlere Allah'tan rahmet, aileleri ve Türkiye'ye başsağlığı ve sabırlar dileyerek, Kıbrıs Türk halkının bu acıyı yüreklerinde hissettiğini ve paylaştığını söyledi.
Düzenledikleri bu milli gün resepsiyonunun herhangi bir merasim olmadığını, bir halkın mukadderatının sembolü olduğunu belirten Korukoğlu, '42 yıl önce kendi mukadderatını tayin eden bir halkın milli iradesinin sembolüdür.' dedi.
'Anavatan Türkiye'de görev yapmanın her Kıbrıslı Türk diplomat için muazzam bir onur ve ayrıcalık olduğunu vurgulayan Korukoğlu, Türk yetkililere ve Türk halkına göstermiş oldukları sıcak ilgi, samimiyet ve destek için en içten teşekkürlerini sundu.
- 'Hürriyete olan tutkumuzu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni kurarak gösterdik'
Korukoğlu, şu şekilde konuştu:
'20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile özgürlüğüne kavuşan Kıbrıs Türk Halkı, Anavatan Türkiye'nin desteğiyle varlığını, egemenliğini ve haklarını korumak için yıllarca kararlı bir mücadele yürütmektedir. Kendi kaderini tayin etme hakkını kullanarak 15 Kasım 1983'te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ilan eden Kıbrıs Türk Halkı, 42 yıldır özgürce yaşadığı, bağımsızlığını ve bekasını güvence altına alan devletini, Türkiye ve halkının güç ve desteğiyle geleceğe emin adımlarla taşımaktadır. İstiklal ve istikbal tutkumuzdur. Hürriyete olan tutkumuzu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni kurarak gösterdik.'
KKTC'de 19 Ekim 2025'te gerçekleştirilen seçimlere değinen Korukoğlu, 'Kıbrıs Türk Halkının yerleşmiş demokratik kültürünü temsil eden bir başka örnek olmuştur. Cumhuriyetimizin ilkeleri ve halkımızın laik ve demokratik özelliğini yaşatmak vazifemizdir. Bu vazife gönüllü bir vazifedir. Seçimlerin hemen ardından sayın Cumhurbaşkanımız Tufan Erhürman'ın ifade ettiği gibi, KKTC'nin Türkiye ile ilişkileri, benzersiz bir dayanışma ve işbirliği örneğini temsil etmektedir. Şüphesiz, Kıbrıs meselesindeki pozisyonumuz her zaman olduğu üzere Türkiye Cumhuriyeti ile yakın istişare ve uyum içinde derinleşerek sürecektir. Bu anlayış bizim devlet geleneğimizdir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın daveti üzerine Sayın Cumhurbaşkanımızın dün Ankara'da Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeleri bu anlayışın tezahürüdür.' ifadelerini kullandı.
Korukoğlu, Kıbrıs meselesinde adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşmanın, adadaki gerçekleri esas alan bir yaklaşımla mümkün olduğunu, sorunun temelinde, adadaki iki tarafın statüsü arasında uluslararası camia tarafından yaratılan eşitsizliğin yattığını vurguladı.
'Adadaki gerçeklerle uyumlu bir anlaşma yolunu esas alan yaklaşımımız, yalnızca Kıbrıs'a değil, Doğu Akdeniz'in barış, refah ve istikrarına da önemli katkı sağlayacaktır.' diyen Korukoğlu, Ada'da iki ayrı devletin bulunduğunu ve bu devletlerden birinin KKTC olduğunu söyledi.
Korukoğlu, KKTC'nin uluslararası hukukun öngördüğü devlet olma niteliklerinin tümünü karşılayan egemen bir devlet olduğunu belirterek, 'KKTC'yi tanıyan tek devlet Türkiye Cumhuriyeti'dir ve KKTC'nin başka devletlerce de tanınmasının Türkiye Cumhuriyeti devletinin yardımıyla başarılacağına olan inancımız tamdır. Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir anlaşma da ancak iki komşu devletin işbirliğiyle mümkün olacaktır.' dedi.
Kıbrıs Türk tarafının Ada'da bir anlaşmaya varmak için her zaman olumlu davrandığını belirten Korukoğlu, bu uzlaşmacı karakterlerinin hiçbir zaman egemenliklerinden ve Türkiye'nin Ada üzerindeki garantörlük haklarından vazgeçmek olmadığını ve asla da olmayacağını vurguladı.
- '(GKRY liderliği), Barışçıl olmayı bırakın, silahlanmak ve askeri ittifaklar kurmak için hiçbir fırsatı kaçırmamaktadır'
Korukoğlu, şöyle devam etti:
'Rauf Raif Denktaş'ın söylediği gibi, Rum tarafı ve Yunanistan'ın beklentisi egemenlik haklarımızdan ve Türkiye'nin garantörlüğünden vazgeçmemizdir. Bu beyhude bir bekleyiştir. Biz bellekleri zayıf bir halk değiliz. Geçmişle yaşayan, ancak geçmişe takılmadan atiye bakarak yolunu çizen bir halkız. Kıbrıs Türk halkı, Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta Sulh, Cihanda Sulh' ilkesine sadık olarak, bu ilkeye ve egemenliğine bağlı kalarak, Kıbrıs Rum komşularımızla Türkiye'nin de desteğiyle kalıcı bir işbirliğine hazırdır. Maalesef sınır komşumuz Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) liderliği barışçıl olmayı bırakın, silahlanmak ve askeri ittifaklar kurmak için hiçbir fırsatı kaçırmamaktadır. Kendi topraklarını Gazze'de masum insanların öldürülmesi için kullandırmakta hiçbir beis görmemektedir. GKRY'nin artan silahlanma faaliyetleri karşısında, çelik kubbe de dahil olmak üzere, savunma sanayinde dünyada ön sıralarda yer alan Türkiye'nin desteğiyle, gerekli her türlü önlemi alabilecek kudrete sahip olduğumuz asla unutulmamalıdır.'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler 80'inci Genel Kuruluna hitaben önceki 3 Kurulda olduğu gibi bu yıl da yaptığı konuşmada, Kıbrıs'ta iki ayrı devlet ve iki halk bulunduğunu, Kıbrıs Türklerinin adanın eşit sahibi olduğunu ve azınlık olmayı kabul etmeyeceğini ifade ettiğini hatırlatan Korukoğlu, uluslararası toplumu KKTC'yi tanımaya, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet etti.
Korukoğlu, Türkiye'nin KKTC'nin ekonomik kalkınması ve genç nesillere daha müreffeh bir ülke inşa edebilmeleri için önemli desteklerini sürdürdüğünü, KKTC genelinde tamamlanan kara yolları ve altyapı çalışmaları ve dijital dönüşümünü hızlandıracak e-devlet gibi projelerin Türkiye-KKTC arasındaki yüksek düzeyli işbirlikleri olduğunu söyledi.





