ANKARA (AA) - Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Osman Mert, 'Bugün İstanbul Türkçesinde kurduğumuz en modern cümlenin omurgasında 1300 yıl önceki Türk dilinin o sağlam yapısı durmaktadır.' ifadesini kullandı.
TDK ve Ankara Üniversitesi (AÜ) işbirliğiyle düzenlenen 'Uluslararası Eski Türkçe Sempozyumu' Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Farabi Salonu'nda başladı.
Sempozyumun açılışında konuşan TDK Başkanı Prof. Dr. Osman Mert, bazıları için Eski Türkçe'nin tarih kitaplarında kalan, üzeri tozlanan ve sadece filologlarca incelenen 'çok eski' bir dönem olabileceğini belirterek, 'Aslında Eski Türkçe kalbimizin ilk atasıdır. O, Orhon Vadisi'nde taşa kazınan, bir yazıdan öte bir milletin 'varım, buradayım ve sonsuza dek burada olacağım' haykırışıdır.' dedi.
Bir metinde 'İşit' hitabı duyulduğunda o dilin eski değil, bugünün mayası olduğunu belirten Mert, 'Bugün İstanbul Türkçesinde kurduğumuz en modern cümlenin omurgasında 1300 yıl önceki Türk dilinin o sağlam yapısı durmaktadır. Bu sempozyumun, işte bu canlılığı hissettireceğine inanıyorum.' diye konuştu.
Sempozyumda sunulacak her bildiri ve tartışmanın kadim sözlerin derin anlam katmanlarını aralayacağını vurgulayan Prof. Dr. Mert, Köktürkçe'den Uygurca ve Karahanlı Türkçesine kadar uzanan geniş bir yelpazede yapılacak sunumların Türkoloji kütüphanesine yeni bir tuğla daha ekleyeceğini kaydetti.
Prof. Dr. Mert, genç meslektaşlarına ve öğrencilere seslenerek, Eski Türkçe çalışmanın hem bir arkeoloğun titizliğini hem de bir şairin ruhunu gerektirdiğine dikkati çekti.
Mert, 'Bir yazıtın üzerindeki küçük bir çiziği çözdüğünüz andaki hazzı, dünyanın hiçbir hazinesine değişmezsiniz. Sizler, Tonyukuk'un torunlarısınız. Taşa vurulan o ilk çekiç sesini, dijital çağın imkanlarıyla dünyaya duyuracak olan sizlersiniz.' ifadelerini kullandı.
Türk Dil Kurumu olarak Ankara Üniversitesi ile işbirliği yapmanın her zaman bir iftihar vesilesi olduğunu belirten Mert, 'Bu güzide bilim yuvası Türkoloji'nin sadece bugünkü manada okulu değil, büyük bir ekolüdür. Bu seviyeye gelmemizde yeni bir milli şuur hamlesini başlatan, Türk Dil Kurumunun Kurucu ve Koruyucu Başkanı, bizlere kılavuzluk eden, en kıymetli hazinemiz Türk dilinin korunup zenginleştirilmesini sağlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle, minnetle, sonsuz bir şükranla anıyorum.' şeklinde konuştu.
Mert, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, DTCF Dekanı Prof. Dr. İrfan Albayrak, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Prof. Dr. Murat Küçük ve Eski Türk Dili Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aysu Ata'nın yanı sıra bildirileriyle katkı sunan tüm meslektaşlarına teşekkür etti.
- 'Türkler ve Türk diline ait izler yer kürede çok geniş bir alana yayılmıştır'
Dekan Prof. Dr. Albayrak da Fakültenin adındaki 'dil' kelimesinin Türk Dili ve bu dilde oluşturulan eskiden yeniye tüm külliyatı ifade ettiğini söyledi.
Albayrak, Türkiye Cumhuriyeti ve DTCF'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk diline sadece iletişim aracı gözüyle bakmadığını, bu dilin milletin hafızası, kimliği ve kültürel varlığıyla geleceğe uzanan iradesi olduğunu her fırsatta vurguladığını belirtti.
Atatürk'ün Türk Dil Kurumunun kuruluşundan DTCF'nin açılışına kadar bütün kültür sanat hamlelerinde dil çalışmalarına özel bir yer ayırmasının boşuna olmadığını belirten Prof. Dr. Albayrak, Fakültenin kuruluş felsefesinde Türk dilinin sözlü ve yazılı geçmişini açığa çıkarmak, bugünkü yerini sağlamlaştırmak ve yarınlarına ışık tutmak yönünde güçlü bir sorumluluk olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. İrfan Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Türkler ve Türk diline ait izler yer kürede çok geniş bir alana yayılmıştır. Bu çerçevede eskiden yeniye Türk diline ait materyallerin tespiti, analizi, yayımlanması son derece önemlidir. Çünkü bu mesele milletimizin kültürel sürekliliğinin en sağlam dayanağı ve farklı coğrafyalarda yaşayan Türk soylu grupları birbirine bağlayan doğal bir köprüdür. Bu bakımdan Eski Türkçe araştırmaları da her dönemde fakültemiz uzmanlarının asli çalışma alanlarından birisi olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Bu sempozyumun içeriği, Eski Türkçenin akademik bir inceleme alanı olmasının yanında dilimizin gücünü ve devamlılığını tarihin derinliklerinden akıp gelen adeta bir dil ırmağı gibi bizlere hatırlatmaktadır.'
Albayrak, sempozyumda emeği geçen herkese teşekkür ederek, sözlerini tamamladı.
Uluslararası Eski Türkçe Sempozyumu, alanında uzman ulusal ve uluslararası akademisyenlerin katılımıyla yarın sona erecek.





