ESKİŞEHİR (AA) - Eskişehir'in Seyitgazi ilçesindeki Küllüoba Höyüğü'nde yürütülen kazılarda gün yüzüne çıkarılan, dünyada nadir rastlanan arkeolojik buluntular arasında yer alan ve 5 bin 200 yıl öncesine ait olduğu belirlenen 'Küllüoba ekmeği' ile kazıların sürdürülebilirliği ve tanıtımı amacıyla yabancı bir maya firmasıyla işbirliği protokolü imzalandı.
Kazıların 1996 yılında Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izniyle başladığını hatırlatan Prof. Dr. Murat Türkteki, çalışmaları 2019'dan bu yana kazı başkanı olarak sürdürdüğünü kaydetti.
Yenikent İlkokulu bahçesinde yer alan Küllüoba Höyüğü Kazı Evi'nde yabancı bir maya şirketiyle işbirliği protokolü imzalandığını belirten Prof. Dr. Murat Türkteki, 'Bugün Küllüoba Kazısı için çok anlamlı bir adım atıyoruz. Bir arkeolojik kazı sadece toprak altındaki geçmişi ortaya çıkarmakla kalmaz, aynı zamanda bu topraklara duyulan sevgi, merak ve sorumluluğun da bir parçasıdır.' dedi.
Türkteki, işbirliği sayesinde kazının sürdürülebilir şekilde devam edeceğini dile getirerek, 'Bu ortaklık yalnızca bilimsel değil, kültürel miras bilincinin yaygınlaşmasına da katkı sağlayacak. Küllüoba, MÖ 3200'e yani günümüzden 5 bin 200 yıl öncesine ait planlı tasarlanmış bir şehir yerleşkesidir. Burada insanlar ev yaptılar, ürettiler ve paylaştılar. Hepinizin bildiği gibi ekmeklerini de paylaştılar.' diye konuştu.
Kazılarda bulunan ve 'Küllüoba ekmeği' olarak adlandırılan kalıntının dünyada nadir örneklerden biri olduğuna dikkati çeken Türkteki, şöyle devam etti:
'Bu ekmek, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Halk Ekmek'in katkıları, Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce'nin destekleriyle yeniden üretildi. Fermantasyonun uzmanı olan bir kuruluşun, tarihin mayasını tutan bu topraklara desteği son derece anlamlıdır. Bu iş sabır, emek, inanç ve aynı zamanda destek gerektiriyor. Biz sadece arkeolojik katmanları değil, insanlığın ortak belleğini de ortaya çıkarmaya çalışıyoruz.'
Prof. Dr. Murat Türkteki, 5 bin yıl önce yaşayan insanların beslenme alışkanlıkları, sağlık sorunları ve kuraklıkla mücadele yöntemlerinin bu tür buluntular sayesinde daha net anlaşılabildiğini sözlerine ekledi.