ESKİŞEHİR (AA) - Eskişehir'de, Yunus Emre Devlet Hastanesinde uygulanan hiperbarik oksijen tedavisi (HBOT), son 1,5 yılda 1266 hastanın sağlığına kavuşmasına vesile oldu.
Hastanenin 2 Eylül Hizmet Binası'ndaki Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp Kliniğinde, 3 hekim ve 10 yardımcı sağlık personelince gerçekleştirilen tedavide, hastalara yüksek basınçlı ortamda 2 saat saf oksijen veriliyor.
Eskişehir'in yanı sıra Kütahya, Afyonkarahisar, Bilecik ve Uşak'tan da hasta kabul edilen merkezde, ağırlıklı olarak diyabet, radyoterapi, ezilme ve yanma sonucu oluşan kronik yaralar, kemik enfeksiyonları, işitme kayıpları ile zehirlenme vakaları tedavi ediliyor.
Ortalama 1,5-3 ay süren iyileşme sürecinde hastalar, klinikte 30 ila 60 seans tedavi görüyor.
Eskişehir İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Yaşar Bildirici, gazetecilere, merkezin uzun yıllardan beri hizmet verdiğini söyledi.
Kliniğe Ocak 2024 ile Nisan 2025 arasında 1266 hasta geldiğini aktaran Bildirici, "Hastalara yüksek basınçlı ortamda yüzde 100 oksijen vermekteyiz. Hasta grubumuzun 3'te 1'i çevre illerden gelenlerden oluşuyor." dedi.
Merkezde görevli Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp Uzmanı Dr. Selahattin Çakıroğlu da kliniğin bölgenin tek HBOT hizmeti veren merkezi olduğunu dile getirdi.
Hastalara maskeyle saf oksijen verdiklerini belirten Çakıroğlu, "Aldığımız akut hastalar da mevcut. Bunlar genelde zehirlenme hastaları. Bunların tedavileri 1-2 hafta gibi görece daha kısa sürmekte. Ezilmeye bağlı yaralanmalarla da ilgileniyoruz. Hatta bazen cerrahi müdahaleyi bile engelleyebiliyoruz." diye konuştu.
Kliniğe sol kulağında yaşadığı işitme kaybı nedeniyle Afyonkarahisar'dan gelen Ayşe Arsoy ise 16 gündür tedavi gördüğüne değindi.
Tedavisinin 10'uncu gününde işitme testine tabi tutulduğunu anlatan Arsoy, "Testte gelişme görüldü. 106'ydı benim derecem, 96'ya düştü. 20'nci gün yeniden işitme testi yapılacak. Bu tedaviden herkesin faydalanmasını isterim." ifadesini kullandı.
Merkezde sağ kulağındaki işitme kaybı dolayısıyla tedavi gören Uşaklı Sinan Çelik de hizmetten memnun kaldığını, işitme kaybının neredeyse yok olma seviyesine geldiğini anlattı.
