ESKİŞEHİR (AA) - ZEHRA ONGAN - Görme yetisinin yüzde 97'sini 9 yaşındayken geçirdiği beyin ameliyatı sonrası kaybeden Eskişehir Tayfur Bayar Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Selahattin Eğe, hayalini gerçekleştirdiği mesleğinde öğrencilerinin yolunu aydınlatıyor.

Afyonkarahisar'ın İhsaniye ilçesine bağlı Döğer beldesinde dünyaya gelen Eğe, 4 yaşındayken ailesiyle Eskişehir'e taşındı. İlkokul eğitimine burada başlayan Eğe, 9 yaşında geçirdiği beyin ameliyatı sonrası görme yetisini büyük ölçüde kaybetti.

Sadece yüzde 3 görme yetisine sahip olan ve yalnızca koyu renk tonlarını ayırt edebilen Selahattin Eğe, yaklaşık 2 yıl eğitime ara vermesinin ardından kaynaştırma öğrencisi olarak okuluna döndü. Ortaokul ve lise öğrenimini de tamamladıktan sonra 20 yaşında memur olarak çalışma hayatına başlayan Eğe, bu sırada Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirip öğretmenlik için gerekli formasyonu Anadolu Üniversitesinden aldı.

Eğitim sürecini tamamladıktan sonra 2023'te öğretmen olarak atanan Eğe, Tepebaşı ilçesindeki Tayfur Bayar Anadolu Lisesinde hem öğrencilerine hem de çevresindekilerine örnek oluyor.

Selahattin Eğe (29), AA muhabirine, eğitim sürecinde ailesinin gösterdiği fedakarlığı ve desteği unutamadığını söyledi.

Eğe, liseye hazırlık sürecinde inşaat ustası babası ile ilkokul mezunu annesinin kendisine kitap okuyarak destek verdiğini belirterek, 'Mücadele etmeyi hiçbir zaman bırakmadım, ailem de hep yanımda oldu. Mücadeleyi bıraktığımız anda hayatta birçok şeyi bırakıyoruz, erteliyoruz. Mücadele bizi bir yerlere taşıyor. Kendi kendimize kalıp pes ettiğimiz sürece hiçbir yere varamayız.' dedi.

Edebiyatın adeta hayatındaki 'cam damarı' olduğunu ifade eden Eğe, derslerde öğrencileriyle güçlü bağ kurduğuna ve sınıf ortamını canlı tutmak için farklı yöntemler kullandığına dikkati çekti.

- 'Sınıfta sevgi bağı kurulunca dersler çok daha verimli ve keyifli geçiyor'

Eğe, sınıfta anlık yarışmalar düzenleyip hem edebiyat sevgisi aşıladığını hem de öğrencilerin dikkatini topladığını anlatarak, şöyle devam etti:

'Hissettiğim duyguları çocuklara aktarmak ve onlarda bir şeyler yeşertmek benim için çok kıymetli. Hiç yazı yazmayan yaklaşık 10 öğrencim yazmaya başladı. Onlar için bir komisyon kurdum, hikayeler, şiirler yazıyorlar. Ben de süreci yakından takip ediyorum. Büyük işler başaracağımıza inanıyorum. Onlar sadece öğrencilerim değil, birer kardeşim, evladım gibi. Sınıfta sevgi bağı kurulunca dersler çok daha verimli ve keyifli geçiyor.'

Edebiyata olan sevgisini öğrencilerine aktarabilmenin azmini daha da güçlendirdiğini kaydeden Eğe, Ümraniye Belediyesinin düzenlediği '21. Geleneksel Hikaye Yarışması'nda 'Düven' adlı hikayesiyle mansiyon ödülüne layık görüldüğünü vurguladı.

Eğe, öğretmenliğin kendisi için 'nehir gibi akarak başkalarına fayda sağlama' anlamı taşıdığını belirterek, 'İçinde bulunduğumuz şartlar ve imkanlarımız ne kadar kısıtlı olursa olsun, mücadele etmeyi bırakmadığımız, hayal etmeyi sürdürdüğümüz ve bu hayallerin altını doldurduğumuz sürece bir gün mutlaka kapılar açılacaktır. Yeter ki mücadeleyi, sabrı ve gayreti bırakmayalım.' diye konuştu.

Kaynak: AA